28 Mayıs 2010 Cuma

Diş göründü

     Demir tam 8 ay 10 günlük.

     Sonunda beklediğimiz küçük beyaz dişçik göründü.

   Son  3 gündür verdiğimiz tüm ek gıdaları reddeden, sadece anne sütüyle karnını doyuran, gece ağlayarak uyanıp uyumakta güçlük çeken oğlumuzun bu sabah anneannesi tarafından keşfedilip, iş görüşmesinden huzursuz gelen annesine verdiği bu güzel haberi güne damgasını vurmuş oldu. Birden yaşanan stresli günün tüm sıkıntıları unutulup yüzlerde güller de açılmış oldu.

   28 Mayıs 2010 da oğlumuzun ilk dişinin çıkış tarihi olarak kayıtlara geçti. 

    Diş çıkarma bi bebek için ne kadar zor bir süreçmiş. Yavrukuşun aylardır eli ağzında, damaklarını sürekli bir yerlere sürterek kaşımak istiyordu. Zaman zaman geceleri elleri ağzında ağlayarak uyanıp, kendi kendine söylenerek derdini anlatmaya çalışıyordu. Böyle durumlarda bizim yaptığımız, ya ağzına jel sürmek ya da emzirerek rahatlatmak oluyordu. 3. seçenek ağrı kesici ateş düşürücü şurup vermek olsa da bu seçeneği pek kullanmadık.

     İnanca göre dişi gören kişi bebeğe hediye alır. Anne de dişi gören kişiye hediye alır. Bu durumdan anneannemiz çok memnun. Bakalım hediyemiz ne olacak...

     Not: Görsel bebekdefteri.com'dan

    

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Demir 8 ay 7 günlük...





    8 ay nasıl geçti? Ben hiç anlamadım. Özetle Demirimiz neler yaptı hafızaları zorlayalım. 

   İlk günler uyuyan uyanan, emen tekrar uyuyan Demirimiz, onu görmeye gelen misafirlerimizle şenlendi.

    Demirimizin göbeciğinin düşüşü, beklediğimiz ilk önemli olaydı. Beklenen düşüş 5. günde gerçekleşti. Göbeciğinin düşüşünün ardından ilk banyosu yapılmak üzere ortam hazırlandı. Ne zormuş bu banyo işi. Ben dokunmaya korktuğum için bu  işi annem ve bi akrabamız birlikte yaptılar. O esnada bana düşen görev, ilk banyoyu kameraya almak oldu. Demir bey banyo sırasında ne mi yaptı? Ortalığı ayağa kaldırdı. Özellikle başı yıkanırken çok ağladı. Böylece 23 Eylül 2009, hayata 5 gün önce gözlerini açan Demirimizin ilk banyo günü olarak tarihe geçmiş oldu. 

    2. önemli olay ''Yarı Kırk''. Bebişler doğumlarının üzerinden 19 gün geçtikten sonra yıkanıp temizlenip dışarı çıkarılırlar. Bir kaç kapı yapılır ve ziyarete gidilen evlerden yumurta, toplanır. Bebişe hediyeler verilir. Biz de tarihler 6.10.2009'u gösterdiği gün bu ziyaretleri gerçekleştirdik. Önce babanneme, ardından amcama ve teyzeme gittik. Aslında bu Demir'in ilk dışarı çıkışı değildi. Daha önce sağlık durumuna bakılması için doktora çıkmıştık. Sarılık durumuna bakılmıştı. Bi problem yoktu.

    Ayın sonlarına doğru Demir'de özellikle akşamüstleri huzursuzluklar başladı. Bunun sebebi de gaz sancılarıydı. Bu huzursuzluk halleri 2. ayda 3 saati bulan ağlamalar şeklinde devam etti. İşte bu zamanların zorluğunu anlatamam. Küçük bebişimizin bitmek bilmeyen ağlamaları 4. aya kadar devam etti. Annem olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Onun sayesinde bu süreci daha rahat atlattık. Annem hep yanımda oldu.

    ''Yarı Kırk '' macerasından sonra ''Kırk Çıkarma'' denilen ikinci gezi zamanı geldi. Yine yıkanıp paklanan bebişimiz dışarı çıkarıldı. Yumurta toplama işine devam. İnanca göre kırkı çıkan bebek artık dışarıya rahatlıkla çıkartılır. Annenin de lohusalık dönemi biter. 

    1. ayda ilk gülüşlerini gösteren Demirimiz 2. ayda etrafı daha iyi görmeye başlamasıyla birlikte gülüşlerini arttırdı.

    İlk bayramını 1. ay evde geçiren minikkuş 3. ayda anneanne ve dedesine bayram ziyaretine gitti. Bu ayda gaz sancıları devam etmesine rağmen ağlamaları azalmıştı. 

    4. ayında, tarihler 26.12.2009'u gösterdiğinde ilkkez düğüne gitti. Kimin düğünüydü? Küçük dayısının. Akşam umarım sıkıntı yaşamayız diye diye düğünümüze gittik. Evden çıkmadan önce güzelce emdi. Akşam için de süt sağdım. Acıktığında sağdığımız sütü verdik. Sonra da davul seslerinin içinde uyudu. Hiç problem yaşamadık. 

    4. ve 5. aylarda çok çok sevimlileşen yavrukuş, etrafla iletişim kuruyor, kahkahalar atıyor, oyunlar oynuyordu. Birlikte fış fış kayıkçı yapmayı çok seviyordu.

    Bu dönemde yavaş yavaş farklı gıdaları tattırmaya başladık. Ana besin kaynağı 6. ayın sonuna kadar anne sütü oldu.

    6. ayında ilkkez fış fış kayıkçıyı söylemeye başladığımda kediliğinden ileri geri hareket etmeye başladı. Bunu gördüğümdeki şaşkınlığımı anlatamam. 7. ayda tapşiniler, müzikle birlikte oynamalar, bi sevimlilikler bi sevimlilikler...

    Beslenme konusunda yaptıklarımızı daha sonra ayrı bir yazıda anlatıcam ama 7. ve 8. ayda meyve pürelerini, sabah yumurta ve peyniri, sebze çorbalarını, yoğurdu denedik. Verdiğimiz besinleri yemeyi 7. ayda genellikle reddetti. 8. ayda biraz daha alıştı. 9. ayın içindeyiz. Dönem dönem günü sadece anne sütüyle geçirebiliyor.

    7. ayda destekle oturmaya başlayan yavrukuşumuz, 8. ayda desteksiz oturabildi. Ama uzun süre değil. Emekleme çabalarında bulunsa da dönerek hedefe ulaşmada daha başarılı. Durduğu yerden döne döne istediği yere gidiyor. 

    Küçük bebişimiz fırlamalıkta çok başarılı olmasına rağmen hala bir dişi yok. Dişini görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

    Ayağa kalkma çabası da yok, emekleme de yok henüz,  dönmeye devam ediyor.

    Küçük çenesi açılalı ise çooook oldu. Çıkarmaya çalıştığı sesler ''la la'' ile başladı ''ba ba'' lar, ''de de'' ler, ''te te'' ler. Özellikle sesleri taklit etmeye çalışırken çok komik oluyor. İlkkez öksürük sesini taklit etti. Dedesiyle bunu oyun haline getirdi. Bir dedesi öksürüyor ardından beyimiz. Hatta bazen dedesini gördüğü anda önce öksürüp güldürüyo. Fırlama:)

    Saçları çekmekten , ve toslamaktan çok hoşlanıyor. Ve ayaklarıyla tekmeler atmaktan. Ayağının hep bulunduğu mekanın dışına çıkartmak istiyor. Mama sandalyesinin dışı, Arabasının dışı, yorganın dışı. Fotoğraflarda hep ayak dışarda.

     8 ay 7 gündür, geceleri en az 2 saatte bir  kalkıyor, emiyor ve yatıyor. Geceleri tüm saatleri gördüğüm günler de oldu. Deliksiz 4 saat uykuyu sadece 2 kez yaşadım. Biri 4 gün önce birisi de bi kaç ay önce. Saat sabah 6 küsürleri gösterirken uyanıp 8leri gösterirken tekrar uyuyor. Gece uyuyamadığım için sabah 8'de annem gelip Demir'le ilgileniyor ve ben de 2 saat deliksiz uyuma şansına sahip olabiliyorum. Annem olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.

    8 ay 7 günün özeti bu! Aslında içinde tek tek incelenmesi gereken çok konu var. O konulara da zaman zaman değiniriz. Şimdilik bu kadar...

    

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Anne sütü


   Bir insanın yaşamında içebileceği en değerli gıda!! Ve bu gıdaya sadece yaşamın ilk yıllarında sahip olunabilir. Kıymetini çok iyi bilmek lazım. Bu yazıyı doğum yapacak annelere örnek olması için yazıyorum.

   Doğumun hemen ardından anneyi birçok görev beklemektedir. Bunların içinde en önemlisi çocuğunu besleyebilmek. Daha da önemlisi kendi sütüyle besleyebilmek. Demir doğduğunda ilk 3 gün bu mucizevi gıdayla tanışamadı. Neden mi? Henüz emme becerisi gelişmemişti. Deneme yapıyor fakat hemen yorulup bırakıyordu. Yeni anne olan ben de nasıl yapacağım konusunda deneyimli değildim. Ama bildiğim bir şey vardı ki o da denemeye devam etmem gerektiğiydi. Karnı  epeyce acıkmış olan minik bebeğiminse bu süreçte beslenebilmesi gerekiyordu. Doktorum bebeğimin alışana kadar devam maması alabileceğini söyledi. Bunu söylediğinde  başlarda çok endişelendim. Demirin sütümü reddetmesinden korktum. İlk gece hastahanede devam mamasıyla idare ettik. Ertesi gün çıkış yapıldı ve evde denemelere devam ettik. 3. gün ise "Bu işi çözeceğiz." dedim ve Demir'le başbaşa kaldım. Ve final cuk cuk cuk emen küçücük bir bebiş.

  Bu süreçte anne adaylarına tavsiyem bebeğiyle başbaşa kalıp denemeleridir. Neden mi? Etraftan gelen yorumlar  zaten stres içerisinde olan anneyi daha da strese sokmaktadır. "Neden emmiyo?", "Eyvah emmeyecek galiba!" vb. cümleler sinir bozucu olmakla birlikte motivasyonu da düşürmektedir. Neyseki 3. gün bu işi ikimiz de çözmüş olduk. 

  İlk aşama bu şekilde atlatıldı. Sırada 2. zorlu aşama vardı. Burada sıkıntıyı yaşayan bebiş değil anne olacaktı. Demir kendine yetecek kadar sütü emiyordu. Karnı da artık çok güzel doyuyordu. Fakat sıkıntı yaratan durum sütle dolup patlayacak duruma gelen göğüsler! Yine deneyimsiz olan bendeniz ağrı içersinde bir kaç gün geçirmek zorunda kaldım. Öyle bir ağrı ki... Meğer bu gibi durumlarda yapılması gereken, sütle biriken göğsün bir süt sağma makinesiyle boşaltılmasıymış. Hemen bir makine edindik ve şişen göğüsleri boşalttık. Nasıl bir rahatlama anlatamam. Canım sütler gidiyo diye düşünmeyin ve sağdığınız sütleri küçük küçük ayırıp buzluğa atın. Buzlukta saklalan sütler daha sonra gerekli durumlarda kullanılmak üzere depolanabilir. Buzlukta sütlerinizi 6 aya kadar saklayabilirsiniz. Benim sütüm bana yeter diyorsanız çiçeklerinize dökün! Sonuç, pırıl pırıl parlayan yapraklar ve canlanan bitkiler. Bunu da denedim. Gayet başarılı. Bu süreç de bu şekilde atlatıldı.

   Bitti mi? hayır! 3. ve en ızdırap verici olan aşamaya geldik. Bir gün yatağınızda mışıl mışıl uyurken bir ağrıyla uyanırsınız. Ağrı göğsünüzden gelmektedir. Aman Allahım o da ne göğüste belli birkaç yerde bezemsi yapılar!! Ve bu 2. aşamada anlattığımdan biraz daha farklı. Sütle dolmuş bir göğüs değil, belli kısımları sertleşmiş bir göğüsle karşı karşıyayız. Ve yukarıda bahsettiğim acının kat kat fazlasıyla. Önce anneden eşten dosttan tavsiyelerle çözmeye çalıştık durumu. Ilık duşlar alındı, ıslak havluyla masajlar yapıldı. "Süt kanalı tıkanmıştır" dediler ve yine sütler sağıldı. Bu sefer fazla sütü boşaltmak değil, tıkanan kanalı açmaktı amaç. İşe yaradımı? Evet. Doktor da ılık suyla sık sık duş almamı önerdi. Bunu da atlattık derken aynı durumu bi kez daha yaşadım. Yine aynı şeyleri yaptım. Fakat bu sefer sonuç başarısız. Doktor yolu gözüktü. Başınıza gelmesini istemem ama gelirse gitmeniz gereken doktor Genel Cerrah olacak. Genel Cerrah, göğüs ultrasonu isteyecek ve göğsü muayene edecek. Biz göğüste enfeksiyon olduğu için durumu antibiyotikle çözdük. Daha ileriki aşaması apse oluşması ve cerrahi müdehaleymiş. Neyseki ondan yırttık. Bu neden oluyor derseniz? Göğüsteki çatlaklardan içeri giren mikroplardanmış. Her emzirmeden sonra göğsü ılık suyla silmek gerekiyormuş. Yada en azından kurulamak. Sanırım ben bunlara pek dikkat etmedim.

   Yaşanan tüm bu sıkıntılara değdi mi? Değdi! İlk 6 ay sadece anne sütüyle Demir'i besledim. 5. ve 6. ayda bazı yiyecekleri tattırdık. Şuan Demir 8. ayın içinde ve ek gıdalarla birlikte hala cuk cuk emiyor. Kilo alımı gayet iyi gitti ve hiç hastalanmadı. Bağışıklık sisteminin temelleri de başarılı bir şekilde atılmış oldu.  

   Siz siz olun küçük bebişinizi kendi sütünüzle beslemeye çalışın. Başınıza ne gelirse gelsin devam etmekten vazgeçmeyin. Bu mucizevi gıdadan yavrularınızı mahrum bırakmayın..