23 Eylül 2011 Cuma

CANIM OĞLUM 2 YAŞINDA!



Ve Demir'imizin 2. yaş gününü de sevinç içerisinde kutladık:)
Canım oğlum bir kaç gün önceden pasta üflücez mi diye sormaya başladı. Çünkü bendeniz tarafından "oğlumun yaş gününü kutlucaz, pasta üflücez" şeklinde alıştırma cümleleri kurulmuştu.
Sabah pastamızı aldık. Alışverişlerimizi yaptık. Yine destek ekibimizle birlikte evde hazırlıklara koyulduk. Annem ve Mehtap yengesi mutfakta yiyecekleri hazırladılar. Ben ve Ayşe yengemiz evin toparlanması ve temizliğiyle ilgilendik. Babamız da yardım etti.Dayılarımız çocuklarla ilgilendiler.
Bu doğum günümüzde aramızda Demir'in kuzeni olarak Küçük Rüzgar da vardı.(Türker abimin oğlu)Arkadaşları aradık. Bi kaç arkadaşımız katılamadı. İlk yaş günündekinden daha az sayıda kişiyle doğum günümüzü kutladık. Bu sefer ekibimizde kimler mi vardı? Hemen sayıyorum:Tabiki Annem, Babam, Abilerim ve eşleri, Küçük Rüzgarımız, Erim'imiz, Doğuş&Seçil, Kubi&Burçin ve oğulları Doruk, ilerleyen saatlerde de oğlumun Nurcan teyzesi ve oğlu Emre.
Çekirdek kadro ve dostlar toplaşmış olduk.
Demir sabırsızlıkla pastayı bekledi. Pastayı gördüğünde de "İyi ki doğduuun Demiiiirrr" şeklinde şarkıya başladı:)Üfledik ve afiyetle yedik.













Bu doğum günümüze oyuncaklar damgasını bastı. Hatta doğum gününden bi kaç gün önce hediyelerimiz geldi.Dedesi araba şeklinde bisiklet aldı. Türker Dayısı oyuncak masa üstü bilgisayar aldı. Babası alet çantası aldı. Seçil Müzik kutusu aldı. İlker dayısı Adidas eşofman takımı aldı.Burçin pijama takımı aldı. Nurcan teyzesi kazak aldı. Oğluşumuz da çok mutlu olduuu:)





Oğlumun 1. yaş gününden itibaren gelişiminden biraz bahsedersek.
Ağzındaki diş sayısı şuan:14 tane. Fakat üstteki 2 köpek dişi de ucunu gösterdi. onları da sayarsak 16 tane dişimiz var.
Birinci yaş gününden 2 ay süre sonra yürümeye başladı.(ilk yürüme videosunu paylaşmıştım.)
Şuan kilosu 15 civarında bu haftaki doktor kontrolünden sonra net olarak yazabilirim.
Sayıları saymayı 4,5 ay önce öğrendi. 10'a kadar sayıyordu. Şuan 20 ye kadar sayıyor. 20den sonrası Pepe'den öğrendiği kadarıyla 20, 30, 40, 50 şeklinde gidiyor. Bu arada Pepe TRT Çocuk'ta yayınlanan çizgi film ve Demir bu çizgi filmi gözünü kırpmadan seyrediyor.
Söylediği bazı parçalar da var: Canım Annem(Pepeden), Mini mini bir kuş, Bir küçücük aslancık gibi...Bi ondan duysanız! Canım annem'i söylerken videoya aldım. onu da eklerim:)
Sözcük dağarcığı baya iyi. Hemen hemen tüm sözcükleri kolayca telafuz edebiliyor. Cümle kuruyor. Yaptığı şeyleri anlatıyor. Ör:Annecim ne yapıyosunuz? dediğimde; "Bis babamla oturuyoruz, oyuncaklarla oynuyoruz."gibi..."Anneeem" diyerek kucağıma atlıyor sarılıyor. "Hadi koş annesi, hadi koş babası" en çok kurduğu cümlelerden biri:)Annaneeeem diyerek anneannesiyle sarılıyor. Dedesiyle top oynuyor. Karşı apartmandaki kişilere ismini söyleyerek seslenip "Napıyosuun" diyor. öR: Nilgün Napıyosuuun? İsmet Napıyosuun?:)) Kişilerin fotoğraflarını gösterdiğimizde isimlerini söyleyebiliyor. Olumsuz cümleleri de kurabiliyor. Ör: "Yemek yemicem". "Hayır bıcı yapmıcam."gibi...
Dışarıdan Evimizin olduğu sokağa girdiğimizde "Evimize geldiiiik" diyor.
Geriye dönük yaptığımız şeyleri kolay kolay unutmuyor.
Kalemi geriden avuçlayarak tutuyor. Birşeyler karalıyor. Bazen düzgün tuttuğunu da görüyorum.
Tüm bunları anlatmamın sebebi yaşadığımız bu güzel zamanları bi kaç sene sonra hafızamızda daha rahat canlandırabilmemiz. Ve oğlum büyüyüp de okuduğunda geçmişine yönelik merak ettiği soruların yanıtlarını daha kolay bulabilmesi. Eğer bu yazıyı okuyorsanız ve bize ne bunlardan diyorsanız zaten tüm bunları kendim ve oğlum için yazıyorum.:)Kaybolmasını istemediğim için internette! Eğer siz de birer anne ya da babaysanız belki geçmişinizden izler bulursunuz ve biraz olsun eskiye dönüp anılarınızı canlandırabilirsiniz. Biliyoruz ki her çocuk birbirinden farklı ve her çocuk mükemmeldir.
Canım oğlum seni çok seviyorum ve daha nicee doğum günleri kutlamayı diliyorum. İyi ki varsın İyi ki bizimlesin. Seni çok seviyoruz...

8 Ağustos 2011 Pazartesi

İlk adım

Ah ne zormuş o ilk adımı atmak:)
Yavrukuş aylarca emekledikten sonra bir yerlere tutunarak ayakta durmaya başladı. Sonra ellerini bırakıp tutunmadan ayakta durmaya başladı. Sonra tutunmadan durma süresini uzatmaya başladı.Sonra destek alarak adım atmaya başladı. Sonra bir güüüün destek almadan yürümeye başladı.İşte o gün dünyanın en mutlu küçük yavrukuşu oldu. Sonra o gün biz de en mutlu anne baba olduk. Sonra o gün elimizdeki dandik telefonla ilk adımlarını çektik. Sonra paylaştık:)
Yavrukuş ilk kez yürüdüğünde 14 aylıktı ve bundan sonra hep koştu:)

3 Ağustos 2011 Çarşamba

İlk Yaş Günü


Yavrukuş bugün tam 22 ay 18 günlük...(2. yaş günü gelmeden 1. yi yazayım dedim artık:))



Oğlum ilk doğum gününü evimizde kutladı. Tabiki ailemiz ve sevdiğimiz arkadaşlarımızla birlikte. Doğum gününde bulunan kişileri aileden arkadaşlara doğru sayarsak: Annem, babam, babaannem, ilker abim ve eşi Mehtap ve oğulları Erimkuş; Türker Abim ve eşi Ayşe; Kuzenim(teyze kızı) Nurcan ve oğulları, Mert ve Emre; arkadaşlardan Kubi, Burçin ve oğulları Doruk;Seçil ve Doğuş;Emre, Elvan ve oğulları Efe;Semra ve Hakan ve tabiki Demir ben ve babamız...24 kişi 18 eylül 2010 akşamı evimizde toplaştık:)





Kuzenim ve annem yiyecek ve içecekleri ayarladı. Ben ve eşim Demir'in giyim kuşam ve pastasıyla ilgilendik. Oğluşumuzu giydirdik, masamızı kurduk, misafirlerimiz de gelince 1 yaşımıza cümbür cemaat girmiş olduuk...



Demir 1 yaşındayken henüz yürümüyordu. Evde çocukların arkasından sağından solundan emekleyerek bütün gece gezindi durdu:)



Doğum günlerinin en eğlenceli kısmı olan hediyeleri açma bölümü, yavrukuştan daha çok anneyi mutlu eden bölümdür. Bunu bütün anneler bilirler:) Özellikle de kıyafetse gelen hediyeler daha bir mutlu olurlar. Bizim de hediyelerimizin büyük çoğunluğunu kıyafetler oluşturuyordu. Dayılarımız Demir'in mutluluğunu daha çok düşünmüş olacak ki sadece onlar oyuncak almışlardı:)



Ev ortamında insan sayısının fazla olması acaba Demir'i olumsuz etkiler mi dedim ama yavrukuşun doğum günü sorunsuz bir şekilde atlatıldı. Herhangi bir gerginlik ya da ağlama krizi yaşamadan geceyi atlattık.
İyi ki doğdun bebeğim seni çok seviyoruz...

23 Mart 2011 Çarşamba

Duygusalanne bu gün çok duygusal


Uzun bir aradan sonra bu gün beni yazmaya iten şey dün akşam oğlumla yaşadığımız o çok yoğun duygusal anlar olsa gerek...
Demir bu gün tam 18 ay 5 günlük. Tarihlerin 22.03.11'i gösterdiği gün ise 18 aydır süren, Demir'le bağlılığımızın en güçlü göstergesi olan emzirme sürecini sonlandırdığımız gün oldu.
Uzun süredir bu duruma kendimi hazırlamaya çalışıyordum fakat birden kesmemimizin sebebi önümüzdeki hafta çıkacağımız bir yolculuk oldu. Eşimle beraber 3 günlüğüne Kıbrıs'a gidecektik. Boya şirketi hedefleri tutturan müşterilerini böyle bir organizasyon yapıp ödüllendirmişti. Özgür de gidelim deyince kafamda ilk beliren şey Demir oldu. Önümde çok fazla seçenek yoktu. Bana bırakılırsa bu süreci sanırım sonlandıramıyacaktım ve tatil bahane olur diyerek doktorumu aradım. Bi kaç ay önce doktorum artık sütü kesebilirsin mesajını zaten vermişti. Ne kadar emse okadar iyi diye düşündüm hep ve erteledim. Dediğim gibi bir yandan da artık vakti geliyor diyerek kendimi hazırlamaya çalıştım. Doktorum kararlı olmamı ve eğer gideceksem buna hemen başlamamı söyledi. Çünkü hem benim yokluğum hem de emmemek Demir açısından hiç iyi olmayacaktı. Ama dün akşam anladım ki buna ne ben ne de Demirim hazır değilmiş.
Dün öğle aramda eve gittiğimde son kez emzirdiğimim farkındaydım. Ve nasıl bırakıcam diyerek ağlamaya başladım. Bütün gün bunu düşündüm. Bikaç arkadaşımla da durumu paylaştım. Hepsi bu konuda beni cesaretlendirmeye çalıştı. Artık karar verilmişti ve dönüşü yoktu. Kafam karmakarışıktı.
İş çıkışı doktorumun verdiği ilacı aldım. Akşam eve gittiğimde artık emzirmeyecektim. Oğlum "meme memeee" diyerek yanıma yaklaştığında öncelikle "artık meme bitti annecim" diyebildim sadece. Israr etmeye başlayınca kendimce bir yöntem buldum. Evde bulduğum bantlardan göğsüme yapıştırdım ve Demir'e "bak annecim artık pis oldu" deyip gösterdim. Göğsüme bakıp "pis pis" diyerek onayladı. Yatıncaya kadar bu şekilde her meme istediğinde bir yandan konuşup bir yandan da göğsümü gösterdim. Gece uykusunda aradığı saatler ise çok trajikti benim için. Gece uyandığında emzirmemek ve onu sakinleştirmeye çalışmak çok zordu. Bir yandan ben, bir yandan Demir ağladı. Bütün gece ağlayıp ağlayıp durduk oğlumla. Bana bakıp "anne" deyip kolumu sevişini dokunuşunu hatırladıkça ağlıyorum. Zaten emzirirken hep bana sarılır bir eliylede kolumu sever. Şimdi ise sadece kucağımda tutup emzirmeden aynı pozisyonda duruyorum ki benden koptuğunu düşünmesin.
Annem de bu süreçte çok gerildi. Annem de benimle kalmıştı. O da hep yanımızda oldu. Demir'in durumuna çok üzüldüğünü görebiliyorum. Umarım önümüzdeki bi kaç günü kolaylıkla atlatabiliriz. Çok zor durumda kalırsam ve Demir hala duruma alışmamış olursa Pazar günü yolculuğa Demir'i de almayı planlıyorum.
Şuan iş yerindeyim ve kafamda hala yaşadıklarımız var. Canım oğlum seni çok seviyorum. 18 ay 4 gün boyunca seni hep anne sütüyle besledim. Yüzlerce kez kucaklaştık. Şimdi süt emmesen de ben hep senin yanındayım ve daha binlerce kez kucaklaşıcaz...

19 Şubat 2011 Cumartesi

Çok ara vermişim.

Uzun zaman geçti yazmadım. Üşengeçlikten midir? Vakit bulamamaktan mıdır? Bilmiyorum. Demir tam 17 aylık. En kısa zamanda, geçen 7 ayda neler oldu özetlemek istiyorum. İlk yaş günüyle başlasam hiç fena olmaz:) Görüşürüz...