27 Eylül 2012 Perşembe

OKUL MACERAMIZ

       Şimdi okullu olduk!

      Demirimiz 18.09.2012 tarihinde 3. yaşını doldurdu. Bundan 1 gün önce de Anaokulunda okula başladı. 3 yıllık çocuklu hayatımızın en stresli 10 gününü herhalde bu süreçte yaşamış oldum. Stres nedenlerim çok fazla! Kafamda okadar çok soru belirdi ki!

     1. Canım oğlum ilk defa evden farklı bir ortamda uzun süre vakit geçireceği için yıpranır mı?
     2. Çocuğumu oraya götürüp bıraktığımda kendini terkedilmiş hisseder mi?
     3. Okula alıştırma sürecinde nelere dikkat etmeliyim?
  4. Ben merkezcilğin doruklarını yaşayan oğlumun arkadaşlarıyla oyuncak paylaşmaması durumunda öğretmenin yaklaşımı nasıl olur? Ya saldırgan davranışını pekiştirir de kişiliğinin temeli saldırgan olarak atılırsa!  
     5. Kendi kendine uyuyabilecek mi?
   6. Zaten yemek yedirmede sıkıntı yaşadığımız oğlum orada kendi kendine yemek yeme alışkanlığını kazanabilecek mi?
     7. Sorularına cevap verecekler mi?
     8. 19 çocuğun bulunduğu bir sınıfta yeteri kadar ilgilenebilecekler mi?
     9. Ağladığında onu teselli edecek birileri olacak mı?
    10. Tuvalet eğitimini tamamlamadığı için diğer çocuklar arasında garip karşılanır mı?
    11. Ya öğretmenini sevmez de okuldan temelli soğursa?
    
     İşte tüm bu sorular kafamı kurcalarken neler yaşadık biraz bahsedelim. Öncelikle okula alışma sürecine bakarsak beklediğimden çok çok rahat oldu. Okula yazılmadan önce görüşmeye gittiğimizde Demiri okuluyla tanıştırmıştık zaten. Okulun bahçesindeki park ve hayvan heykelcikleri çok hoşuna gitmişti. Okula gideceğini orada oyunlar oynayacağını öğretmeniyle tanışacağını bikaç gün öncesinden hep konuşmuştum. Okul çantasını ve ihtiyaç olan malzemelerimizi de birlikte aldık. Çantasını kendisi beğendi.


Demir daha ilk gününde vedalaşma sahnesinde "hadi anne görüşürüüüüz" diyerek beni şaşırttı.

      
        Öğretmenine teslim ettim ve sınıftan uzaklaştım. İşte o an yaşadığım stresi anlatamam. Gözyaşlarımı durdurmak gerçekten çok zor oldu. Biraz bahçede oturduktan sonra izin günüm olduğu için eve döndüm. Her an telefon çalar da "oğlunuz çok ağlıyor gelin" diyecekler diye yüreğim pır pır etti. Öğlen almaya gittiğimde merdivenlerde öğretmenine "görüşürüz öğretmenimmm hoşçakaaal" dediğini duyunca çok rahatladım. " İlk hafta yarım gün dursun" dedi öğretmeni. Öyle de yaptık. 3.gün hastalandı. Ateşlenince Perşembe ve Cuma okula gidemedi. Çarşamba gününe kadar geçen 3 günde okula bırakırken hiç problem yaşamadık. Kısa sürede toparlanınca Pazartesi günü başladığımız yere geri döndük ve yine okulumuza gittik.Dedemizi beklerken durum buydu:


        Bu hafta artık okulda uyuma denemeleri başlayacaktı. Pazartesi günü öğretmeni uyutmak için baya bi uğraşmış fakat uyumamış. Okulu aradığımda da isterseniz bugün alın yarın tekrar deneriz dediler.Okuldan aldıktan sonra yavrukuş evde uykuya daldı tabiki:)O uyurken ben de nevresim takımını almaya gittim.. Uyandığında yatacağı nevresim takımıyla kendisini tanıştırdım. "Annecim bunları okul yatağın için aldık. Artık okulda uyuyabilirsin. Bunlar senin vs" gibi cümlelerle okulda uyuyabilirsin fikrine alıştırmış olduk. Ertesi gün uyumuş.

       Sorularımın büyük bi çoğunluğunun cevabını 6 günlük okul sürecinde almış oldum. Fakat herşey yukarda anlattıklarım kadar toz pembe değildi. Evde de sıkıntı konumuz olan yemek yememe davranışı okulda da aynen devam etmiş. Hiçbir şey yemiyormuş. Bu duruma canım çok sıkılıyor. Öğretmeni dün isterseniz çantasına evde içtiği sütten koyabilirsiniz. Hiç bir şey yemiyor çünkü demiş. Bu gün çantasına sütünü koyup okuluna gönderdim.

      Canım oğlum hiç sorunsuz sabahları uyanıyor ve okuluna koşarak gidiyor. Fakat şunu farkettim. "Okulda güzel güzel yemeklerini ye tamammı annecim?" dediğimde "hayır ben okula gitmiycem" diyor. Yemek konusu nasıl bir problem oluşturuyorsa kafasında! Bu konuda da uzman kişilerden yardım almayı düşünüyorum.

      Diğer bir konu da Benmerkezcilik. 2,5 -4 yaş arasındaki çocuğun en önemli özelliği dünyadaki herşeyin kendisine ait olduğunu düşünmesi. Bu krizi de en çok oyuncak oynarken yanına başka bir çocuk yaklaştığında görebiliyoruz. Oyuncağının elinden alınmasına karşı çok öfkeli davranabiliyor Demir Bey. İlk gün paylaşma kavgası yapmış. 2. gün öğretmenine bu konuyu sormak için okula gittiğimde çok ayrıntılı bilgi veremedi ama zaman zaman problem oluyormuş. Zamanla alışacak dedi.

        Tuvalet konusunda da kocaman bir adım attı Demircik! Geçtiğimiz Cumartesi günü ilkkez kakasını tuvalete yapmış. Ben haftasonu çalıştığım için bu olaya şahit olamadım. Bizim için çok büyük bir adım. Akşamları da ara ara tuvalete oturuyor. Ama henüz çişle tanışamadık.

        Dün ve bugün bırakırken de yardımcı bir meslek lisesi öğrencisinin sınıflarında çocuklarla ilgilendiğini gördüm. Sayı biraz fazla olunca herhalde öğretmene yardım etmek için geldi. Bu da güzel tabi.

        Dün akşam da eve okulda yaptıkları bir el baskısı çalışmasını göndermişler. Çok hoşuma gitti. İşte bu;


          Bakalım ilerleyen süreçte neler olacak şimdilik yaşadıklarımız bunlar. Evde her istediği yapılan minikkuşum şimdi kurallarla tanışıyor. Anneciği de sürekli onu düşünüyor. Her gün stres içinde yavrukuşunu bekliyor. Bitanecik oğlum benim...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder